Rehberlik

MOTİVASYON ve DİKKAT EKSİKLİĞİ

Çocukların ve ergenlik dönemindeki gençlerimizin okul veya sosyal yaşantılarında karşılaştıkları en önemli problemlerden biri motivasyon ve dikkat eksikliğidir. Öğrenciler bu durumun üstesinden kendi başlarına ne şekilde gelebilecekleri konusunda net bir bilgiye sahip olamadıkları için zor durumda kalabilmektedirler. Ayrıca sadece öğrenciler değil, anne-babalar da bu konuda bilgi sahibi olmalılardır.

Bir öğrenci eğer sürekli anne-babasının ders çalışmaya teşvik etmesiyle ya da öğretmeninin yönlendirmesiyle çalışma masasının başına oturuyorsa o çocukta motivasyon eksikliği olduğunu küçük bir ihtimalle de olsa düşünebiliriz. Aynı zamanda çocuğumuz, bizi direkt olarak dinlemiyor, sorumluluklarını unutuyor, konuşma esnasında başka alanlara yöneliyorsa burada da karşımıza dikkat eksikliği çıkabilmektedir. Bu verdiğimiz örnekler, günlük yaşam içerisinde karşımıza çıkan belli başlı dikkat çekici unsurlar olabilmektedir. Peki ilk olarak nedir motivasyon? Motivasyon; insan davranışlarının temelinde bulunan ihtiyaçları harekete geçiren itici güce denir. Bizi bir şeyler yapmaya iten, yapmamızı gerektiren faktörleri hazırlayan durumdur. Ayrıca bir işi yapmak için odaklanabiliyorsak, istek duyuyorsak motive olmuşuz demektir. Motive olan öğrencide derse karşı istek, kararlılık hakimken, motivasyonu eksik olan öğrencide tam tersi durum yani isteksizlik, adapte olamama sorunu hakimdir.

Son zamanlarda yapılan araştırmalar da gösteriyor ki, dikkat eksikliği ve motivasyon sorunu olan öğrenciler sürekli artmaktadır. Çocukların odaklanamamasını ve dikkatinin zayıflığını oyun oynarken bile ölçmek mümkün. İstediği bir durumda gayet düzgün, uzun süreli hareket edebilen çocuk aynı durumu okulda, derslerinde gösteremiyorsa odaklanma problemi var demektir. Çünkü çocuk bunu yapabilir, ama isteği yok demektir. Tabi bunun altında “yapamayacağım, başarısız olacağım” korkusu da yatmaktadır. Anne ve babaların baskıyı biraz yok edip, çocuğu okul hayatından soğutmamaları gerekir. Aynı verilere göre de çocuklar eğer okuldaki ortamlarından rahatsızlarsa veya öğretmenlerinden korkuyorlarsa bu durum onlara bir ceza gibi gelebilmektedir. Çocuklar öğretmenlerden ve okuldan korkarlarsa öğrenmekten zevk almamaya başlarlar. Aslında çocuğun içinde doğal bir merak ve öğrenme isteği vardır. Yani bu şekilde motivasyonlarını engelleyen faktörler ortaya çıkıyor. Buna bağlı olarak da çocuk dikkatsizlik yaşayabiliyor. Bu durumu ortadan kaldırmak için; çocuğun huzur, sakinlik ve güvene ihtiyacı vardır. Çocuk bunu zaten farkındadır. Yani okul arkadaşlarına bakarak kendisinin nerede olduğunu bilir ve aslında daha başarılı olmak ister. Ama başarıları, anne-baba için yetersiz geldiyse çocuk bunu hisseder ve üzülür. Buna bağlı olarak da başarısızlık duygusu yaşar. O yüzden çocuklarımıza, onu başarı gibi faktörlere bağlı olmadan koşulsuz sevdiğimizi hissettirmeliyiz. Evin içinde sakinlik ve huzur gerekmektedir. Çocuk, evin içindeki huzursuz ve güvensiz ortamdan, okuldaki arkadaşlarının ve öğretmenlerinin tavırlarından kolayca etkilenebilmektedir. Çocuğunuzun güzel taraflarını görün ve bunu ifade edin. Hep olumsuz şeylere odaklandığımızda sorunlar büyür. O yüzden konuştuklarımıza öğretmenler ve veliler olarak çok dikkat etmeliyiz. Güzel şeyler söylersek, dinlemek ister ama yargılanır ve olumsuz şeyler duyarsa o zaman kulaklarını kapatır ve dinlemez, bu şekilde de ne biz istediğimizi alabiliriz, ne de çocuk alabilir.

Dikkat eksikliği bazı çocuklarda genetik olarak da görülebilmektedir. Bunu biz evlerimizde ya da okulda fark edebiliriz. Bu durumda çocukta çeşitli odaklanamama problemleri, yönergeleri tekrar etme ve geç algılama gibi şeyler hissediyorsak, okul rehberlik servisine yönlendirebiliriz. Okulda uygulanan dikkat testleri bu durumun farkındalığını bize kazandırabilir. Buradan çıkan sonuçlara göre yetkili birimlerle işbirliği içerisinde çözüme ulaşabiliriz. Unutmayalım ki, onlar çocuk ve hiçbir şey için geç değil... Çocuklarımıza dersin derste öğrenilebileceğini aşılayabiliriz. Onlara sorumluluk kazandırmak adına, bugünun işini yarına bırakırlarsa daha başarısız olabilme ihtimallerini baskı kurmadan gösterebiliriz.

Kısaca; azimle ve kararlılıkla hedeflerine koşanlar, mutlaka başarılı olurlar. Kendinize olan güveninizi asla kaybetmeyin. Unutmayın; istemek başarmaktır. Öncelikle biz bu doğrultuda hareket edersek, çocuklarımıza da iyi örnekler olabiliriz.

REHBERLİK SERVİSİ

“Gökcan Koleji Rehberlik Birimi, bilimsel alanda geçerliliği kanıtlanmış rehberlik testlerini öğrencilerimize uygulayarak onların kendilerini keşfetmesine katkıda bulunmayı hedeflemektedir.”

Her anne baba çocuğunun başarılı olmasını ister. Aileler genellikle başarı kelimesinde çocukların iyi notlar alması, yüksek puanlarla iyi okullar kazanmaları anlamını yükler. Çocuklarımızın başarısı yalnızca bu sonuçlarla ölçülebilir mi? Başarı yalnızca derslerdeki ve sınavlardaki yüksek puanlar değilse, nedir? Bize göre başarı çocuklarımızın kendi kapasitesine ve yeteneklerin ideal seviyede kullanarak mutlu bir yaşam sürmesidir. Bu tanım çerçevesinde başarıya bakıldığında başarının yegane şartı bireyin kendini bilmesidir. Kapasitesini, yeteneklerini ve onu mutlu eden yönelmeleri keşfetmesidir. Bahsedilen şeyler her birey için farklılıklar göstereceğine göre başarıya götüren yollar da her birey için farklı olacaktır. Sanatsal bir yeteneği olan bir bireyin matematik sınavında aldığı puan onun başarısını ifade etmez. Sayılar dünyasında yeni keyifler dünyasına dalan bir birey içinde coğrafya dersinden aldığı not başarıyı ifade etmemelidir. Bu çerçevede yakın tarihte hızla gelişmekte olan rehberlik birimi çocuklarımızın kendilerini keşfetmeleri ve onların mutlu bir hayata yönlendirilmesinde büyük bir önem kazanmıştır. Özel Gökcan Koleji Rehberlik Birimi, bilimsel alanda geçerliliği kanıtlanmış rehberlik testlerini öğrencilerimize uygulayarak onların kendilerini keşfetmesine katkıda bulunmayı hedeflemektedir. Bu bilinçle yaş grupları göz önünde bulundurularak “otobiyografi, sosyometri, problem tarama, çoklu zeka, sınav kaygısı, başarısızlık nedenleri, mesleki yönelim, akademik benlik” gibi ölçme araçlarıyla öğrencilerimiz değerlendirilmekte ve sonuçlar sınıf öğretmeni ve velilerimizle paylaşılmaktadır. Unutmayalım ki; kendini keşfeden içindeki cevheri hayata aksettiren her öğrenci geleceğimizin daha aydınlık olmasına katkıda bulunacaktır.

en_GBEnglish